Anadol Araba Modelleri ile Tarih Yolculuğu Başlıyor
Yaşamda bizim için önemli olan birçok deneyim elde ederiz. Fakat ilklerin yeri her zaman başkadır ve çoğu zaman kalıcı anılara…
Devamını OkuKayıp otomobil markaları dendiğinde aklınıza hangi markalar geliyor? Artık hatırlanmayan markalar arasında nostaljik bir yolculuğa çıkıyoruz.
Kayıp otomobil markaları dendiğinde aklımıza hangileri geliyor? İsimlerini bir çırpıda sayabildiğimiz, rüyalarımızı süsleyen markalar genelde yıllardır hayatımızda yer alanlar olmaktadır. Ancak bu markaların dışında kalan, adını belki de hiç duymadığımız farklı markalar da var. Hatta kimi markaların hayatımızda çok sınırlı sürelerde kaldığını bile söyleyebiliriz. 2008’deki ekonomik kriz Amerikan otomotiv sektörünü çok etkilemişti. Pontiac, Saturn, Mercury, Saab gibi markalar bu durumdan etkilenen markalardı. Oysa, 2008’den çok çok önce, 1990’lı yılların ortası da Amerikan otomobil dünyası için sıkıntılarla doluydu. Çünkü bu yıllar otomobil trendlerinin değiştiği, zevklerin ve beklentilerin farklılaştığı dönemlerdi. Bu döneme uyum sağlayan markalar yollarına devam etti. Ancak kimi markalar da değişen trendlere direnemedi ve tarihin tozlu sayfaları arasında kayboldu. Öyle ki pek çoğunun adını bugün hatırlamıyoruz bile… Bu yazımızda şimdi adlarını maalesef hatırlayamadığımız bu markalar arasında nostaljik bir yolculuğa çıkıyoruz.
Eagle, 1990’lı yıllarda Chrysler ve Mitsubishi’nin ortaklaşa hazırladığı bir modeldi. İlk çıkışını 1988 yılında yapsa da 1999’a kadar varlığını sürdürdü. Jeep, Renault, Chrysler gibi markaların bir karışımı gibiydi. Bu genel yapı da Diamond Star Motors partnerliği adı altında yürütülüyordu. Tüm bu modellerin karışımı olan bir modeli kafanızda canlandırmanız pek kolay değil. Haksız da sayılmazsınız. Ancak bu aracın dönemin lüks beklentilerini ve macera arayışını harmanladığını hatırlatalım. Eagle’ın son modeli 1990’ların ortasında ortaya çıktı. Son modelin adı Eagle Talon’du. Ancak beklentilerin aksine hiç talep görmediği için Chrysler 1998 yılında Eagle’ın üretimini durdurdu.
Geo için General Motors’un bir girişimi desek herhalde yanlış olmaz. Geo, General Motors tarafından 1989-1997 yılları arasında Chevrolet bölümünün bir alt bölümü olarak konumlandırılan, küçük otomobiller ve SUV’lardan oluşan bir marka idi. Aslında oldukça basit bir iş fikrinden doğmuştu. Isuzu, Suzuki ve Toyota tarafından üretilen araçların yeniden markalanarak, küçük değişikliklerle yeniden pazara sunulmasıydı. Temel amaç Japon kalitesini ve tasarımını kitlelere sevdirmekti. Başta bir bakıma başarılı da oldu. Bir süre bu noktada başarılı olsa da Chevrolet ve Pontiac gibi markaların daha iyi modellere imza atması ile düşüşe geçmeye başladı. 1997 yılında da üretimi durdu, nostaljik markalar arasında yerini aldı.
1980’lerin sonlarında Japonya Bubble Economy (Balon Ekonomisi) adı verilen bir sürecin içindeydi. Emlak ve borsa fiyatlarının şişirildiği, global düzeyde etkiler yaratan bir dönemdi. Bu büyüme otomobil markalarının planlamalarını da etkilemişti. İşte Mazda böylesi bir dönemde beş yeni marka çıkararak operasyonlarını Avrupa’ya kadar yaymaya karar verdi. Amati, Autozam, Efini, Eunos, Xedos bu dönemlerde ortaya çıkan markalardı.
Autozam, Kei Car da denilen Japon şehir otomobillerinin kanatlı kapılı bir versiyonuydu. Yakıt tasarrufu sağlayan, kolayca park edilebilen, pratik bir arabaydı. Eunos ise Mazda MX-5 modeline benziyordu. Sportif lükslüğün karşılığı olarak konumlanan bir segmentteydi. Dünyanın ilk GPS navigasyon sistemine sahip aracı olması bile sonunu değiştiremedi. 1998 yılında Millenia adını alarak yoluna devam etti. M2 ise tamamen müşteri geri bildirimlerine göre şekillendirilmiş bir marka idi.
Amati ise Lexus ve Acura ile rekabet etmesi amacıyla tasarlanmıştı. Ancak Lexus ve Acura seviyesinde bir ilgi ile karşılaşamadı. Xedos ise Xedos 6 ve Xedos 9 modelleri ile Avrupa pazarını hedefliyordu. Aslında oldukça şık görünüşlü bir model idi. Ancak Avrupalılar Mazda sembolünü taşımayan bu Mazda otomobile ilgi göstermedi. Ve marka BMW, Audi, Mercedes-Benz gibi diğer markalarla rekabet edemediği için kalıcı olmayı da başaramadı.
Yazımızın girişinde bu markaların artık hatırlanmadığını belirtsek de Daewoo markasını Türkiye’de hatırlayanlar olacaktır. Bu araç Türkiye pazarına çok iddialı bir giriş yapmıştı. Ünlü sanatçı Barış Manço da Daewoo reklamlarında oynamıştı. Bu reklam Türk pazarında çok sempati ile karşılansa da ana hedef pazarı aslında ABD idi. Koreli bir markanın, kendine has yıldızlara sahip Amerikan oto pazarında işi çetindi. Ancak Daewoo, üç farklı modelle şansını denemek istedi. Kompakt bir araç olan Lanos, küçük bir sedan olan Nubira, daha geniş bir model olan Leganza… Aslında bu modeller ilginçlikten ve cazibeden uzaktı. Ama marka kolej gençlerinin başrolde oldukları bir dizi tanıtım ve promosyon yaparak bu gerçeği değiştirmeye çalıştı.
Bu promosyon ve reklam çalışmaları bir süre işe yaramış göründü. Ne zaman ki Asya otomobil pazarı finansal bir krizden etkilendi, o zaman da işler Daewoo için bozulmaya başladı. Marka, ayakta kalabilmek için General Motors ile ortaklık anlaşması yapmak zorunda kaldı. O günden itibaren de GM Daewoo olarak anılmaya başladı. 2002 yılında ise General Motors 1.2 milyar dolara tüm çoğunluk hisselerini satın aldı. Ve General Motors da Daewoo adını kullanmayı bırakarak markayı Chevrolet adı ile Avrupa pazarında satışa sundu. İskelet ve yapı mirasını Daewoo’dan da alsa, marka adına bu pazarda Chevrolet olarak devam etmeyi tercih etti.
Bu yazıda adı geçen markaların aksine Plymouth, ABD’de şöhrete ve bilinirliğe sahip bir marka. Elbette bunda markanın 1928’den 2001’e dek Amerikalıların hayatlarında olmasının da etkisi var. Bu noktada arkadaki Chrysler gücünü yok saymamak gerek… Ancak Chrysler’ın yaşadığı ekonomik zorluk, Plymouth’u da maalesef etkiledi. Chrysler üç farklı senaryo ile Plymouth’un kurtarılması adına çabalasa da son aşamada markanın üretimden kaldırılmasına karar verildi. Öyle ki son senaryoda Plymouth’un PT Cruiser modeli Chrysler adı ile pazara sunuldu. Ama bu bile markanın hazin sonunu geciktiremedi. Araç önce 1999’da Chrysler pazarından, 2001 yılında da ABD pazarından çekildi.
Eğer siz de klasik ve eski markalara düşkün bir otomobil tutkunuysanız, ikinci el klasik otomobiller için sizi Caretta Oto‘ya bekliyoruz. Rüyalarınızdaki otomobil için Caretta Oto‘nun ilanlarını inceleyebilirsiniz. Daha fazlası için de Caretta Oto Showroom’unu ziyaret edebilirsiniz.