Dünyanın Dört Yanından Araba Müzesi Önerileri

Dünyadaki en popüler araba müzesi seçeneklerini sizin için bir araya getirdik. Yolculuğumuz başlıyor, hazır mısınız?

Array

Dört tekere âşık bir otomobil tutkunu musunuz? Otomobil, sizin için bir yaşam biçimi ise işin bir de tarihsel boyutuna bakmaya var mısınız? En önemli kültürel alanlar olan müzeler, söz konusu otomobil olunca da beklentileri karşılıyor. Biz de meraklıları için, dünyadaki en popüler araba müzesi seçeneklerini bir araya getirdik. Yolculuğumuz başlıyor, hazır mısınız?

İngiliz Motor Müzesi (Birleşik Krallık)

Birleşik Krallık ülkeleri ile arabaları bir arada düşündüğümüzde aklımıza ilk, yol akışının soldan olması gelir. Ayrıca, krallığın yöneticisi İngiltere’nin otomobil tarihine yaptığı katkının da göz ardı edilemeyecek boyutta olduğunu söyleyebiliriz.

Warwickshire’daki British Motor Museum 300 parçadan oluşan özel koleksiyonuyla, bunun kanıtlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu müze, Birleşik Krallık’taki otomobil endüstrisinin geçmişini gözler önüne sermektedir. İlk ve son modeller, prototipler ve konsept araçlar da dahil geniş bir içeriğe sahiptir. Çalışır durumdaki son MG, Land Rover ve Mini modellerini bulundurur. Yanı sıra Metro 6R4 ve Monte Carlo Minis gibi yarış arabası modellerine de ev sahipliği yapıyor.

Brooklands (UK)

İngiltere’deki popüler araba müzelerinden bir diğeri de Brooklands’dır. 1907’de açılan bu müze, otomobil tarihine yarış arabaları tarafından önemli bir projeksiyon tutuyor. Brooklands’in alametifarikası olarak bilinen Napier-Railton; henüz 1936 yılındayken 24 saatte ortalama 241 km’ye çıkan ve 24 litrelik hacme sahipti.

Yolunuz Ada’ya düşerse gezi rotanıza bu müzeyi eklemenizi öneririz. Çok sayıda motosiklet ve tarihi uçağı da barındıran bu müzeyi mutlaka görmelisiniz.

Lakeland (Birleşik Krallık)

Cumbria’da bulunan Lakeland, klasik otomobil müzesi olarak bilinir. 140’ı otomobil ve motosiklet modellerinden oluşmak üzere 30 binin üzerindeki parçasıyla ziyaretçilerini bekliyor. Capri 2.8i, Escort Mexico ve Jaguar XK140 gibi klasik araba dünyasının gözbebeği sayılan otomobillere kucak açıyor. TVR stilini seviyorsanız, bu markanın yaşama tutunan en kadim örneğini bu müzede görebilirsiniz. Bugüne dek yapılan tek Cerbera Speed 12 sizi burada bekliyor.

Haynes (Birleşik Krallık)

Atölye kılavuzları hazırlayarak zenginliğe ulaşmasıyla tanınan John Haynes tarafından kurulan bu otomobil müzesi, otomobil tutkunlarını 400’den fazla sakiniyle selamlıyor. Mini & Micros, Great British Marques, Red Room ve Morris Story gibi dikkat çekici parçalara sahip Haynes, Porsche 911 2.7 Carrera RS, Jaguar XJ220 ve Lamborghini Countach’a da yer açıyor.

Pekin Araba Müzesi (Çin)

Otomobil sevdalıları için tam bir kapalı kutu olan Çin, aslında kendine özgü bir mirasa sahiptir. Yine de başkent Pekin’deki müzeyi ziyaret ederek bu sır perdesini biraz olsun aralayabilirsiniz. Müze, tarihsel perspektif olarak çok eskiye dayanmıyor. Ancak, Soğuk Savaş yıllarının sosyalist blok kültürünü yansıtan arabaları sergilemesi bakımından özel bir misyon üstleniyor. Serüven, 1979 yılında Luo Wenyou’nun aldığı ilk arabayla başlıyor, 2009 yılında müzenin açılmasıyla devam ediyor. Bugün ise hala 200 otomobil ile bu serüven sürmektedir. Çoğu Çin’de veya SSCB’de üretilen bu otomobillerin arasında üst düzey bürokratlar için üretilmiş araçlar da yer alıyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mao Zedong ile ülkenin Dışişleri Bakanı ve Başbakanı olarak görev yapmış Zhou Enlai’nin kullandığı modeller de bulunmaktadır.

Mullin (ABD)

Arabalarda tarzınız Fransız stilinden yanaysa burası tam size göre bir yer! Peter W Mullin’in otomobil zevkini yansıtan bu müzede, Artdeco başta olmak üzere Fransız çizgisini yansıtan pek çok modeli görebilirsiniz: Delahaye, Bugatti, Delage, Talbot-Lago, Voisin gibi. Sizi 1930’lu yılların Fransa’sına geri götüren Mullin, görmeye değer bir müzedir.

Alfa Araba Müzesi (İtalya)

İşte geliyor Akdeniz esintisi! Museo Storico, Alfa markasına ait bir otomobil müzesi olarak, kapılarını 1976 yılında açmıştır. Restorasyon sürecinin ardından 2015’te hayata tekrar döndü. Sergilenen 69 model arasında efsanevi parçalar da bulunuyor: İlk Alfa otomobil olan 24HP, 6C 1750 Gran Sport, 8C ve Gran Premio 159. Müzenin sizi Giulia ve Giulietta’nın dünden bugüne değişimini anlatan bir ekran karşılıyor. Üst katında markanın gelişimine tanık olacağınız 19 parçalık bir koleksiyon yer alıyor. Alfa müzesindeki 1968 model Bertone Carabo da dâhil, mükemmel konsept arabalar da cabası!

Blackhawk Müzesi (ABD)

California, o meşhur iç ısıtan güneşiyle veya şöhret dünyasının tercihi olmasıyla sınırlı bir eyalet değil. Blackhawk Museum ise bunu doğrulayan en güzel örneklerden biridir. 34 yıl önce açılan müzede gençlere yönelik ilham verici etkinlikler düzenleniyor. Ayrıca 90 araçlık güzel bir otomobil seçkisi de sergileniyor. Burayı ziyaret etmek için yeterli bir sebep arıyor olabilirsiniz. Öyleyse, 1956 model Dual-Ghia’nın öncüsü sayılan karizmatik bir Dodge Firebomb burada sizi bekliyor.

Lane Müzesi (ABD)

20 yıllık bir geçmişe sahip bu araba müzesi, koleksiyonunu tematik gruplandırma yoluyla oluşturmuştur. Müze ABD’de olsa da daha çok diğer ülkelerden gelen örneklere ev sahipliği yapıyor. Çek yapımı Tatras’tan epey nadir olan Hotchkiss-Gregoire’tan, dünyanın ilk ortadan motorlu üretim arabası Matra Djet’e kadar farklı arabaları burada görebilirsiniz. Müzede, Panhard Dynas Junior ve Panhard Dynas X85 modelleri de sergileniyor.

Museo Ferrari (İtalya)

İtalya’nın otomobil sanayiindeki en büyük imzası olan Ferrari’den söz etmeseydik, bu yazı çok eksik kalacaktı. Markanın dünyaya geldiği kent olan Morenello ile ona çok uzak sayılmayacak Modena kentlerinde kurduğu iki otomobil müzesi, her yıl sayısız Ferrari hayranı tarafından ziyaretçi akınına uğruyor. Müzelerden biri modellerin teknolojik evrimine odaklanırken diğeri ise Enzo Ferrari tarafından markaya verilen büyük emekleri ortaya koyuyor.

Cité de l’Automobile (Fransa)

Tıpkı ABD’deki Mullin Müzesi gibi Fransız arabası sevenler için ideal bir alan olan Cité de l’Automobile, bu ülkenin araba tarzını yerinde görmek için iyi bir tercih olabilir. Bugatti modellerine özel ilgileri olan Fritz ve Hans Schlumpf kardeşler tarafından açılan bu müze, ziyaretçilerine tarihsel bir retrospektif sunuyor. Prototip araçlardan bugün bile değerli olan klasik arabalar ve seri üretim devrimiyle başlayan modern otomobillere kadar pek çok farklı araç burada buluşuyor.

Mercedes-Benz Müzesi (Almanya)

Sıkı durun! Sizi patenti alınmış ve modern anlamda ilk araba olan Benz Velo 1894’ün üreticisi Benz’in yuvasına götürüyoruz. Otomobil endüstrisinin atalarından biri olan Benz, daha sonra Mercedes-Benz olarak yoluna devam etse de markanın bütün tarihini burada görebilirsiniz. Stuttgart’taki Mercedes-Benz Museum, 160’ın üzerinde aracı sizin için sergiliyor. Tasarım ve performans konularındaki Mercedes-Benz farkının kökenlerine ineceğiniz ve markanın teknolojik evrimine şahitlik edeceğiniz bu benzersiz müzede, yapısal özellikleri, işlevsel alan kullanımı ve diğer özellikleriyle eşsiz bir deneyim vadediyor. Almanya’ya gider ve burayı ziyaret ederseniz, yukarı doğru kalkan kapılarıyla 1954’ün en popüler arabalarından olan 300 SL modelini mutlaka görmelisiniz.

Porsche Araba Müzesi (Almanya)

Otomobil üretiminde Almanya’nın gözde ülkelerden biri olduğu ve Porsche’nin de onun gurur kaynaklarından biri olduğunu herkes kabul ediyor. Fakat bir aile şirketi olması nedeniyle onu “Ferdinand Porsche ve Mahdumları” adıyla ansaydık bile, emin olun ki Porsche yine değerli bir marka olurdu. Tasarımdaki mükemmeliyet anlayışıyla yalnızca otomobil tutkunlarına değil, tasarım sanatçılarının bile ilgisini çeken marka, müzesiyle de övgüyü hak ediyor. Geçmişten günümüze dek tüm Porsche modellerini görebileceğiniz bu harikalar diyarında önceden başvurmanız hâlinde fabrika kısmında da keşif turuna çıkabilirsiniz. Dünyanın en havalı ve şık spor arabalarını üretim sürecinde görmek sizce de güzel olmaz mı?

LeMay – America’s Car Museum (ABD)

Hangimiz filmlerdeki üstü açık klasik araba modellerine ve içindeki âsi genç çiftlere bakıp onlara imrenmedik ki! LeMay – America’s Car Museum sizi tam de o yıllara götürüp gençliğinizi size geri veriyor. Sergilediği Amerikan arabaları kadar mimarisi de göz alıcı olan bu müze, araba koleksiyoncusu Harold LeMay ile anılıyor. 250’nin üzerinde asırlık otomobil göreceğiniz bu mekânda Pontiac, Plymouth, Mustang, Ford, Mercury ve daha pek çok Amerikan araba modellerinin yanında Fransız, İtalyan ve İngiliz araba şirketlerine ait örnekler de ziyaretçilerini bekliyor.

Louwman Araba Müzesi (Hollanda)

250’den fazla aracın sergilendiği Louwmann, sizi Avrupa’nın kuzeyinde renkli bir dünyaya çağırıyor. Öyle ki eğer nostaljiyi seviyorsanız ve bunu otomobil sevginizle birleştiriyorsanız, burası size cennet gibi gelecek.

Lahey’deki bu araba müzesi sizi tâ 19. Yüzyıla kadar geri götürüyor ve bu zamanda yolculuk emin olun ki size çok şey katıyor. Büyük olasılıkla hayatınzıda hiç 1895 model bir Benz Phaeton görmediniz ama Louwman’da bu bile mümkün! Dahası var! 1910’da üretilen ve 1991’de tepeden tırnağa restore edilen Brooke 25/30-HP Swan Car da sizi buraya davet ediyor. Kuğu estetiğiyle tasarlanan bu aracın gözleri ışıldıyor ve gagasından buhar çıkıyor.

Volo Araba Müzesi (ABD)

1960 yılından beri otomobil meraklılarını Chicago’da ağırlayan Volo Otomobil Müzesi, şöhret dünyasının ünlü isimlerine ait arabalara, askeri taşıtlara ve klasik otomobil modellerine kapılarını açıyor. Klasik araba modelleri arasında satılık olanları da görebileceğiniz bu müzede, müzik aletleri şeklinde tasarlanmış otomobiller bile bulunuyor.

Autoworld (Brüksel)

Belçika otomobil endüstrisine bir marka armağan etmemiş olabilir. Fakat bu durum, keşfedilmeye değer bir müzenin burada olmasına engel değil.  Başkent Brüksel’de ziyaret edebileceğiniz AutoWorld Müzesi ile otomobil tarihine renkli bir yolculuk yapabilirsiniz. Ayrıca, burada pazar günleri düzenlenen tarihi araba restorasyonu atölyelerini de izleyebilirsiniz.

Microcar Araba Müzesi (ABD)

Her şeyin daha gösterişli ve büyük olanı güzel olması gibi bir kural elbette yok. Microcar Müzesi, en fazla iki kişiyi taşıyacak hacimdeki küçük araba modelleri koleksiyonunu ziyaretçileriyle paylaşıyor. Bruce Metiner’in bireysel çabaları sonucu ortaya çıkan bu müze, Georgia’da bulunuyor. Ziyaretlerin randevuyla yapıldığını unutmayın ve diğer ayrıntılar için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Henry Ford Müzesi (ABD)

Henry Ford ile Karl Benz modern anlamda bildiğimiz otomobilin iki mucit atasıdır. Bu nedenle Henry Ford, otomobil tarihi için en az Benz kadar önemlidir. ABD’deki bir diğer araba müzesi olan bu mekânın yılda  1,6 milyondan fazla ziyaretçi çekmesi de bunu gösteriyor.

Oldukça geniş bir alana yayılan müzede hangi yöne bakacağınızı şaşırırsanız merak etmeyin, emin olun ki yalnız değilsiniz. Koleksiyonun bir kısmında Ford araba modellerinin tasarım ve üretim süreçlerine dair dönüm noktaları aktarılırken diğer alanları hem ABD hem de otomobil tarihine ışık tutuyor. ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy’nin suikaste uğradığı Lincoln Continental, üretilen ilk Mustang ve markanın 1902 yılında düzenlenen Üreticiler Kupası’na uzanmasını sağlayan yarış arabası da burada yer alıyor.

Lamborghini (İtalya)

Lamborghini demek hem heyecan hem de zarif ve aynı zamanda da kıpır kıpır olabilmek demek! 2001’de açılan Lamborghini Müzesi, spor araba meraklıları için “yatıya kalınabilecek bir yer” desek abartmış olmayız. Markaya ait tüm dönüm noktası oluşturacak modellerin sergilendiği bu müzede Caia gibi seri üretime geçmeden yarım kalmış hikâyelere ve Lamborghini Urus gibi markanın farklı denemelerine de daha yakından bakacaksınız.